Kayıtlar

2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

yarım yıllık

hayat ikilemlerimin arasında gecekondu muyum villa mı akçaağaç şurubu mu vişne reçeli mi yorucu ve yorgun ya siyah ya beyaz renkleri öğrendiğim bir yaz en uzaklaştığım kendim bir memur gibi ihtiyaçlarım saat beşe gelince çıkmak  beşten uyuyana kadar sevilmek  yansımamızı izlemek pırasanın da bana yaklaştığı gibi ıspanağa, patlıcana,  içimi havalandırdım altıncı ayı kanımın temizliğinin ivmesi değişen bir hızda damarlarım oraya şeker tıkıyorum oraya çokça keder tıkıyorum biraz nefessiz, üstüne sigara daha çok öksürük boğazımda bir yatak yetmiyor , iyi uyku için bir bira. içime afrikadaki çocukların ellerini tıkıyorum onlar acıya tampon topluyor kendilerine seratoninleri yok vişne reçeli süslü kavanozlarda pahalıya satılmak üzereyim üstümde ingilizce etiket sağlıksız ve ev yapımı içinde başka canlının kanı bulunmaz sen yedikçe için kanamaz reçel ye.

iki bina arası beyaz araba

 mavi ceketin iki bina arasına sonsuzda park eden beyaz bi arabanın akılda kalan son görüntüleri çağıran bi müzik tüm boşluğun içinde varsa tapındığın karanlık şükredersin bugün güzel yarın çirkin bugün suçlu sensin yarın masum suçlu olmak en kolayı mağdur olmak hakaret yaşamaya tüm kombinasyonların sebebi sensin aptallıkların ve görmezden gelmelerinin içinden dışına  yukardan aşağıya tüm verdiklerin aldığın bir saç teli yolda kırılan uzunluğu türk ortalamasının altında mevsimler ve aylar içinde haftalar yaşanıldığından hızlı geçiyor geriye bir alfa uykusu, sana gerçekliği sorgulatan burda duruyorsun çok sisli , duyuyorsun, gitmiş pek çok kez gidebilmiş. tadıyorsun pişmanlık tadı bir kokusu var acının yıkanmamışsın kendin için dokunuyorsun beşi de haberdar şimdi sağ şeritten rampaya dayanmışsın bu bitişim olsun içimdeki tüm terazilere tapınıyorum adaleti yok sevginin edep erkan bilmiyor bu bitişim olsun

yenikapı

 uyumadan önce kurguladığım bi kuzu sayma merasimi seninle sevişmek ve kabus gibi kalktığım anda görmek hep değişen ama hep olan ben hariç biri. uyumak için uydurduğum bir masal  hiç sekmez sen dokunduğunda uyurum ben güzel yerlere kalamam ya uyanırsam  gerçeğim kabus, sen inan sende değilsin zamanın göreceliliği yıllardır dokunmamış peynirler küflendi eşyaların yeri değişti yeni köprüler yapıldı şehre eski aşklar ayrıldı yeni sevgiler yapıldı ben değişmedim saçımın kıvırcıkları güneşe aynı yerden ellerim yazın terden kışın pamuktan, istasyonuyum ergenliğe girmeyenlerin  aktarmayım bir çeşit yenikapıyım kirazlıyım nihayetinde çok kalabalık ama leş bir yerim aydınlanması gelenin indiği, bazen tersine bazen yeni bi yere gittiği erektil disfonksiyon uyan masaj aletin kocan günaydın merasimin bir bardak su iyi gecelerin göz kapakların sarılman tahta bir yapı mescidinde insan hakları kaç çocuğa yuva oldun herkesin her şeyi herkesin hiçbir şeyi, yenikapı

çoğu şeyin kölesi

 saat 8:45 uyanıyorum boşluğa, inan sığmak çok zor evren seninken genleşmek içinin her noktasından duvarların ardına varmak toparlayabilmek altıya kadar kendini bir sigarayla kaçmak kölelikten altına sıçmak satın alınmışlığının seni altıdan sonra da alırlar çoğul kontrolüm kimde içim ve dışım emirler kimden hapsızlığımdan ben sorumluyum duygu durum ve şizofreni tam zamanlı köleyim sahiplerim değişir devremülk evin barındırdığı otuz ruhtan biriyim saymıyorum sayılar korkutuyor saatler korutuyor zaman  zaman artık hayatın akışını görebildiğim önemini bildiğim gelen ve giden kimseyi dinlemeden ve dünyanın en özgür şeyi zaman kimse senin kadar sana sahip olamaz saat 17:00  , eğer çıkacaksam süslenmem gerekir paramı kim bırakıyor bilmiyorum ya da bedavaya çalışıyorum Mencia orospudur,  dünyanın en iyisi parasını kazanır roman teyze çarşafları serer ben kapıdan içeri bakıyorum dışarda seks dönüyor para yok bedavaya çalışan bir garsonum ve hatta komi terfi alamıyorum işim boşları toplamak tem

h

birileri için önemli gün bakirmiş bakir uzundur uzundur siya siyabend ışığa uyarlanamıyorum kapalı kapalı kapalı tatlı tatlı sordum beni kesmeyin inandığım şeyleri buluyorum ama ruh taşı gibi birini öldürmem gerekmiyor hem de sevdiğim birin sevdiğime karar vermiş olduğum biri mesela annem hiç babannem değil umarım yarın anlamam ya da sonra böyleyse böyledir yaşanmıyorsa alışırsın uyuyorlar mı yoksa ben gözümü kapatınca mı düşüyorum  ışıkları göremiyorum ekrana da bakmam lazım takip edemiyorum biraz başım dönüyor leyla ışık garip ışık hareket hareket serbest çağrışım altta kalanın canı çıkan bir k harfi sonra bende ölüyorum bir yerlerden atlayıp sen sus kornetton konuşsun sikin kadar konuş ulan slogana bak hareket ve dans terapisi adı altında bi yolculuk ama din gibi dedim tapmazsın ama inanırsın yollarım çoğalıyor ve onları buluyorum çatallar çatallara değil aynı ayrı çatallar en başta elimde olduğunu bilmiyodum sonra baktım ki tek bir ışık
sevgi: trageydanın kaynağı, yaşamın kökeni, insanı var kılan umut çocukken olmak istediğim şey baba imiş muzlar ve armutlarla boğulmadığım bir denizmiş bu matematiksel evrende her seferinde yerine koyduklarımın dağılmasıymış 45 liraya aldığım bebeğin ölçüsünün anlamsızlığı muz ve fındık ferhat ve özcan anlamadığım isimler ağzıma tıkılan çikolata isimlendirme yollanan yollar seçimler biliniyormuş gibi görünmek özünde koskoca bir sıfır ve muhtaçlık sevgilim yoldaşımdır, sevgimdir tokat atan şerefsizdir, kan bağım dahil bağıran şerefsizdir, genlerim dahil, insancıl psikolojik şiddet- neyden? soru işaretim varlığım ot içmiş dizelerim ne yazdığımı hep anlayan, her yaşımda biri beni bilen doktoralı bipolar ırkçılık ve faşizm müziğin içinde sanatın tanımı ve ilerleyemediğim, mükemmel olmayan dönüşüm iyi gün dostları matematiğimin kaydığını bilseydi ve aslında iyi gün dostlarında sevildiğimi bilseydi, müziği duyarken sözleri kaçırdım.

istanbul-1

      Bir şeyler söylemek istiyorum ama tam olarak nereden uzatsam yolu, kareyi nereden oturtsam, klibi nasıl kırpsam,, bilemiyorum. Kapıların kapanışı izlemek çok güzel. Karanlıktan çıkan vezneciler tünelinden, istanbulun pisliğini güzellemek çok güzel. Güneş ağzımıza girerken tek derdimiz bu beş dakikada bir mesaj gelmiş midir,oluyor bu hiç güzel değil. Ben de çekmeye utanıyorum. Genelde çok ağlıyorum. Yüzüm delinirken, öyle dururken, insanlar gülerken, gülmezken...  İstanbula gelenler olmuş. Kimisi turist, kimisi yakınım olmuş. En çok şiirleri kadınlara ve babama yazmışım. Dünyada geriye ne kaldı ki. Bugünün acısı, bugünün sevinci hiç derdim olmadı. Bazen şükrettim gözlerinin içine bakıp. Bazen söyledim, bazen söylemedim. Zaman geçtikçe hep kendi eskilerime, ne kadar güzelmiş o günlerin diyorum. Biliyorum bugünler de geleceğin "ah o güzel günler"i, Vagona maskesiz bir kız biniyor. Ayak parmakları terlikten taşmış. Para istiyor. İniyorum, gideceğim yere ağzım açık yürüyorum

mutlaka tahrik etmişimdir

nesne aşamalar döngünün her yerinde elin var çember sensin gözün kulağın sensin onda seni var eden yine sensin yaslandığım yıkılmayan bir duvar olsa yine aşık olurum, diyor beni koruyan simsiyah bir geometrik boyut seninki para ötekinin silah diğerinin anne kadın üzerinde düşündüm olmamakla birlikte mutlaka tahrik etmişimdir ve haketmişimdir büyük bir olgunluktur katilin ölümü kabulü bir miktar tabutta rövaşata varım yine kendimle oturup sohbet ediyorum geçmeyen şeyler var haberdarım yazmışım yine evvel zaman içinde bu da geçecek diye, geçecek. ben böyle kalacağım bileklerimi kanatmadım belki içimde izler var unutmadıklarım, unutamadıklarım tiksindiklerim hala midemi bulandıranlar engelleyenler sağ elimin soluma kavuşmasını yaşıyorum ve haketmişimdir komidinim söylüyor bunu suyumu koyduğum komidinin haberi var boktan bir sigara içiyorum şerefsizler yoksunluklarını bilmiyor bunların annesi yok ama yine de piçler uzaktan güzelim ben uzak

his

 nasıl da yaşamışım dolu dolu nasıl da her hissi sıyırmışım ve yalamışım tabağından ekmek kalmayınca parmağımı daldırmışım hiçbir zerresini israf etmemişim hep hep hep hep hissetmişim derinden derinden birgün şimdi ölebilirim demiştim ölsem de üzülmem ölürsem zaten,,, çünkü dedim yaşadım yaşadım daha ne yaşarım her şey tekrar eder artık çünkü yaşadım her birini tek tek yaşadım üzüldüm geberene dek sevindim içim patlayacak sandım güldüm ağzımın kenarları acıdı başardım tüm sülaleme yetecek kadar gurur dibe çöktüm hocaların acıdığı türden yerleri yaladım bitkinlikten coştum bir nehre düşmeye ramak kala seviştim onca insan arasında orgazmın beraber ve yalnızlığında içinden ve dışından bi çember çizdim atladım binalardan binalara öldüm pek çok kez rüyalarda aldatıldım ve kandım hıçkıra hıçkıra ağladım  nefes alamadım bitişinde yaşadım dedim tekrara girerim artık level kalmadı dedim dedikçe bana geldi yenileri dedim yine bitmiştir artık oyunları hayatın yaşayan ben oldukça bitmeyecek belkid

karanlık sözler yazdım hayatım hakkında, 2013ten bugüne

 kendim kalmak çok zor yaşamak kadar durmak bir anda zamanın üzerimden geçmesini beklemek ve saniyeler kadar incelmek her günde çok zor  çok zor  katlanmak kendime kesmek istiyorum telleri takılmamı elimine edip atlamak kesmek istiyorum yaşayan yerlerimden bedenimi bir ölüyüm çoktan çoktan bir ölüyüm ve çok zor yaşamak anlatıyorum biliyorum bilmesen bunu, şımarıklık dersin utanıyorum acımdan uutanıyorum şiirlerden benim olanlar ve olmayanlar acılarından utanıyorum acılarımdan da gerçekten ölenler patlayanlar kendini yakanlar  çocuğu ölenler cezaevinde doğanlar diyorum ne zor iş kendim kalmak bunca işin arasında ne büyük bir dert katlanamayan bir bedene sahip olmak ağdaya katlanırım yakılmaya da derim acı eşiği yüksek güçlü sananlar yıkılmam sanır dik duran hiçliğim şimdi son bir şiir yaşayanlara  k aranlık sözler yazıyorum hayatım hakkında. Aşklarım, inançlarım işgal altındadır tabutumun üstünde zar atıyorlar cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır toprağa sokulduğum zaman çapa vuran ad

gece uyurken burnumu karıştırırım

 eğer dinlerssen her insanın sesinde "buraya kadarmış" tonu vardır onu duyduğunda bitişi hissedersin yine sırtına çıkmışsın birilerinin yine fazlalıkmışsın yine kızmışsın niye sevilmedin diye yakasından tutmuşsun memurların daire başkanı beni neden sevmedi hakkımı savunuyorum memleketine sırtını dönüp ağlarmış geceleri halktan biri gibi duymak isterseniz herkesin sesinde vardır "kaçasım gelir" görürseniz herkesin bir intihar planı vardır kimininki ilgi çekmeye meyilli kimisi zamanın saniyelerine bölünmüş ben zamanın kendisiyim ilerleyemiyorum dünyama aykırı yine mafediyorum birilerini birileri beni karşılılık ilkesi etiğin  üzerimde midemin keşke kusabilsem elliye alışkın bedenime üçyüz fazla gelir sanarım ama her şey gibi ona da alışır şaşırırım içim ölürken o hayatta kalır benim inancım yok tüm günahım bundandır artık -di'li ve gelecek zamanın haberi inancım yok bir büyü gibi sevmek birinin içine girebilmek sende çok şey istiyorsun allah yaratmış şirktir seviş

ben mutluluk şiiri yazmam

kafamda milyon soruyla yol alıyorum yollarım güzeldir sırtımı taşıyamıyorum vardığımda alır benden diyorum, varışım nereye bu bilet tek yön mü bilmediğim pek çok şey, bildiğim bir adım ellerim hep ıslak dereceler artıyor saatim amele yanığı ben zaten çıplakmışım dedim ne giyersem giyeyim baş parmağımın beni, boynumun kemik olmayan kemikleri görünürmüş oradan iki bina arasındaki beyaz otomobil sevmediğimi iddia edip dibini sıyırdıklarım ben ve benden de ben bakışıyoruz onuncu sarışı cümlelerin sarılıyoruz biraz yemek yanıyor biraz biz gelişini bekliyorum kimdin sen nasıl gülüyorsun ses çıkar mı gözlerin kaçar mı bana yemek yapar mısın ellerin nasıl sever yürürken yanımda mısın ne kadar yerin var evrende beraber ne kadar kaplarız birleşince tasarruf mu olur israf mı birgün azalır mıyız her şey olacağına varıyor biz sanki bu sefer olacağına varan yer'iz olanlar olmuş kayıplar ve denk gelişler dokunduğun bir kitabım kalmış rafımda üç sene b

yolsuzların şiiri

 yerim pek değişmedi aynı camdan sarkıyorum aynı gelen geçene tükürüyorum başlarını kaldırıp bakıyorlar ama gelmeye cesaretleri yok içim pek değişmedi hala titriyor sinirlenince hala bağırıyorum organlarıma üzülünce içimde bir şey kalmadı. kötülerine denk geldim diyemem oluşan kötülüktü bugün burada yarın kelebeğin kanadında. vicdansız burada yoksun yarın orada, arkadan iş önünden tokat değişmeyen şeref değeri dönüp duruyor diyorum ki, sen kimden neyi, , isyanımın en büyük sebeplerinin bana verdiği bir iki güzel şey vardı o da bu muazzam kaotik birleşimin sonucu ben ve kendim yarışa girmeyişim toprağa kaza kaza bir şerit çekişim hayal edişim bir filtre var gibi dünyamda sadece pislikler kalıyor üzerimde kendisi olamamışlar, başa saranlar ergenliğine zaten hiç girmemiş olanlar yolunu çizdirmeye çalışanlar yolunu çalanlar olduramayanlar isyan edenler, ama nedenini bilmeden saldıranlar var olanlardan alıyor hıncını iz bırakandan sokağı değiştirenden akışkandan kabını kendi yaratandan kura

sınırda

ocean in my body there is river in my soul sadece kendime değil, dünyaya da haber veriyorum. ne ben size, ne siz bana- diye. belki  de işin başı inanmaktır.                                                  allaha, kitaba, anneye, babaya, çaresizliğe, tarihe, grilere,  belki de işin başı herkesin de ben kadar ben oluşunu bilmektedir biraz vahdeti vücut biriciklik ve birlik ben ve sen biz iğrençliğimiz ve güzelliğimiz aynı yerde uzaklaşınca, tarihi eser olmayan bir mozaiğiz

cebimde kelebek var

Resim
  dünyanın deklanşörüne basıyorum bana kimse para vermiyor belki de bilerek kimsenin sırtına binmeden yük olacağım bi sanatı icra ediyorum: kendim olmak bu yüzden sevilir sayılırım. doktora anlatıyorum, bi sıkıntı yok ama bazen parça parça bölünmek isterim elim fazla gelir bileğime kemiklerim karışıktır işin içinden çıkamam boynum halka halka bu yaşımda, çıksın kafamdan isterim ayaklarım gereksiz, koparasım gelir bacak sonlarından bi sıkıntı yok ama kısım kısım gömülmek  isterim aynı yerde olmam kafama silah dayanması yaşamaya bi rüzgarın şehri devişirini izlediniz mi? helikopter seslerinin binaları yıkışını beklediniz mi? bir sıkıntı yok ama rüzgarlar şehri deviriyor ağaç binayı, bina beni yıkıyor temizleniyorum biraz, arınıyorum enkazımdan yok gerçekten iyiyim, beni buraya zorla getiren babam malatya pekmezi değil erzurum peyniri yedim diye üzgün masada paşabahçe vitrini gibi yaşayan bir sabah ben etiketlerin en pahalı olanıydım bana iyi bakılmalı, tüm kağıtlarıma rağmen. mutluluğu t