Kayıtlar

Ocak, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

öf-öf

Resim
sensiz ankara duramam diyorum öf öf sen dur diyorsun kaçmışım herkes farklı senaryolar türetirken beynim en ilgincini koyuyor rüyama adamlar beni bıçaklıyor on bir yerimden uçak sesleri korkuyorum bir gece vardı, o uçaklar evleri bombalayacak dediler bekledik o gece annem yanımda uyudu ben korktum annem horladı anne, bekliyorum. uçaklar hızlıca iniyor inme sesleri binaya çarpıyor en fazla ama uçaklar çarpmıyor binalara bir türlü ben korkuyorum o gece hiçbir binaya uçak çarpmadı. kimse intihar etmedi nefesimizi tuttuk milyon saniye boyunca nefes almayı unuttuk bazen biz değil, annem hariç. şimdi yine duyuyorum uçak sesleri tepemizde bir o tarafa bir bu tarafa inme sesi yok, belki diyorum çok tepedeyizdir bulunduğum binanın ikinci katında rakımı sorguluyorum uçak sesleri, delice delice devam ediyor. her odada canavar varlığı sorguluyorum bu evde acaba kim kaldı önceden diyorum. iki sobayla ısıtabilir miydi ayaklarını? nasıl ısınırdı banyo yapa

ellerimi al,

Resim
insanlığın elleri çoğalamamış ikiden öteye gidememiş düştüm evet evet düştüm hiç utanmadım yalanların ortasında çıplak yürüdüm umay'ın yaşlanmış sesini merak ettik şarkıları güzel sözleri ve kötü sesiyle nasıl berbat edişini dinledik ama yine de ondan vazgeçemedik ben bu şiiri yazarken içimi onlarca parçaya bölüp inceleyen insan, yazdığım her şeyde ne dediğimi okuyan insan belki bir mahremim kalmadı belki mahrem, insan olduğunda varolan bir şey değildi gerçek sevgi gibi. biz hayvanız biliyor musun? günlerce tren yolculukları düşünen mavi montu çizgi kareye dönüştüren börek çorbaları içen, eldivenleri çalan, başka eller için on ikilik ucuzluk çalan. kamu benim toplum benim işe yarayan ürünleri ağzımda dönüştüren genellikle dişlerini değdiren. orman sensin sesi benim bir aitlik aradığım her karede bir tutuşmuşluk bir köpeklik, herkes için bir taraf köpek. bir taraf tam basan akbil sesi. ve benim akbilim yok tam akbilinden basıyorsun. o