Kayıtlar

Eylül, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

gözünün içi üzgün

sanki orada durmuş bana kızıyorsun gibi, ya da ben sanıyorum ki dünyam benim etrafımda dönmekte dişli resim çekilir misin?

öğle uykusu mu

Sandalyayi kaldırdım kavun kokusu kapladı odayı bir kadın girdi yabancı yabancı duvarlara parkelere, yabancı dokunduğu yerle tanışıyor şimdi duvarlar selam vermese de o yine de öpüyor bir ucundan boynuna duvarlar eğilmese de çalıyor müziğini bir kadın geldi yabancı odaya karpuz kokusu saldı ve bilirsiniz ben karpuz kokusunu hiç sevmem  sonra sevmeyi de sevmem kafam karıştı kadınla üstünde mor elbisesi   kadın da karıştı kemanı yerler aldı bir parçadır söylüyorlar kadın da tanıştı odadan çıkmak istiyordu gergedanları nüdist olmasa belki, yerleri kan yapmazdı parke de beyaz değildi ama ona da üzüldü annesi öğretmişti bir şeyler ya hangisi doğrusu hangisi yanlış bilemeden öğrenmişti kanını eliyle sildi    yok hayır bulaştırdı nüdistliği kendineydi tıraşlamadığı kılları başkasına karpuz yedi sonra onu hikaye mutlu bitti     yok hayır bu öğle uykusu