Kayıtlar

Ağustos, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

çorba

adında meymenet melemen garip saçma sapan sana çıkan isimler kötü yazıyorsun de okuyabildiğin zamanlarda mıyım sabah akşam ayakta ve biraz da parasızım sırtım ıslanıyor saçlarımı henüz yıkadım ve temizlik esnasında tek düşündüğüm bu odayı saran kayısı reçeli kokusu ve kesif aseton tadı sırtım yeşeriyor her gün gelip bana bakan biri var ilk gün baktığımda sapsarı dişleri sonraki günse dişleri evet dişleri çok sarıymış dedim belki annesi öldü dişinde belki bir zürafa yedi acıkmıştı ama ben bütün kirleri tinerle sökerdim inanmazlar tinerin gücüne ya da temizliğin kozmetiğine inandıkları bir tek ıslanan saçlarımdır diyorlar ki su ıslaktır inandık tanrı da sudan demek ya da iran okuyama beni sen kimsin banyodan sonra gelen huzur mu susuzluğa gelen su mu değil, bir insan belki benden kısa benden küçük elleri dünyam sırtım üzgün baba beni özleyecek misin

sessiz-ce

bir yokluk varlığına tapacağın bir nirvana düşüşünü de yaşadığın bir mutluluk hüznüne bile katlanabileceğin ve seni alıp kilometrelerce uzağa taşıyan, taşıyan ve de daha gerçekten alıp götüremeyen evrenin ilmine bilmine karşı çıkacak kadar yüce ama seni bir türlü, ama bedenini bir türlü, dağlar ve dağlar ötesine götüremeyen bir şey bu ve inan seni hiç ilgilendirmiyor
Biraz uykum var kuzenim uyumuyor sandalye yetmiyormuş birelli boyunu yapanın ebesi hiye haya bana hiyee yine koca koca koca evler evler ne güzel sesin var kahpe yine yine yine Yazasım yok çünkü hissedecek vaktim yok suluboya yapayım mı orospu?