Kayıtlar

Haziran, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

z harfi

ince sesler seni gıdıklar bak benim söyleyecek ne'm var karnından başlayan kasıntılar ve gereksiz tüm her şey-lar yapış yapış nasılsın? evet iyiyim dedim başka neyin var e iyiyim dedi sen nasılsın bakın bitmiş bakın diyecek bir şeyi yok yaşamamış anlatacak bir şeyi yok ya da tüm bunların haricinde ben ölmüş ve insanlıktan men edilmişim gibi sadece vanilyalı bir nasılsın dönüp duruyor üstümüzde kötüyüm desem de saçma sapan bir hikaye anlatsam mı ya da sussam ve sussam her şeyin ve herkesin göçüp gittiği yere uğurlasam mı zaten gidenlerin son durağı hep orasıdır kavgalar endişeler tasalar yılgınlıklar sona erirse yanlışlıkla çözüverirseniz bakarsınız ki aslında tüm bu lanet ettiğiniz şeylerdir sizi yaşatan bu kavgalarımız olmasa ah, konuşacak tek şeyimiz, hiçbir şey oluverir üzücü mü? sizde tek lokmada yemeyiverin. ne var sanki yavaş yavaş kaldırım kenarlarında denge kurmaya çalışsanız ne vardı öndeki taksiyi koşarak takip etmeye çalıştınız armut

-di'li geçmiş zaman

Resim
yazacak çok kırıntımız var benim ellerimden bi kaçı hala protez düzgün kullanamıyorum benim gözlerimden de bir kaçı,,, ehp yanlış anladığımı söylediler, ben düzgün anladığımda da olan bir şey yoktu. İstediler ki karşılıksız hep onları anlayayım, anladımdı bazı zamanlar. Değişen benim ellerimdi. Farkeden hiçbir şey yoktu. Sinirim, hüznüm, nefretim öfkem hala aynı yerde aynı şekilde duruyordu. Ben sıkıldım, kızmaktan bağırmaktan, lanet olsun ki anlamamanızdan. Ben sizi anlamak zorunda değilim, anlayışlı olsam bile bakın beni öldürmek zorunda değilsiniz. Siz beni anlamak zorunda değilsiniz, beni anlamak oturup iyileştirmek zorunda değilsiniz. Böyle beklentilerim olmadı ve her şeyin aksine siz kimsiniz? yazacak çok burkuntularımız var her sevişimizde her sevişmemizde bizden gidenler kalanlar paylaştıklarımız ve asla veremeyeceklerimiz kapıda bize hesap soruyorlar özgürlük dediğimizle kandırılmış ve varlığına inanmış bir şekilde hesap vermek

karmakırışık

Resim
birilerinin size demesi gerekirdi bak, seni bunlar ilgilendirmez diye gerçi onu da dinleyeceğiniz mi vardı bendeki tüm kinin kaynağı, hayır değil regl kanı değil huzurlu müziklerim bitti sözlerini bilmedigim çığıran adamlar dinledim bir şey anlayamadım dedim herhalde dilim bu değil birilerinin sizi durdurması gerekirdi ölmeden bak, biraz sev, adam gibi gerçi onu da seveceğiniz mi vardı kendinizden bile tiksinirken her seferinde üç beş kere oranızı buranızı düzeltirken ne haddineydi çirkin bir adamı sevebilmek karmakırışık müzik beni rahatsız etti çünkü hatırımda farklı kalmış et yiyen zürafalar küçük bir seromoni eşliğinde hayatlarını dişlerlerdi en ciddi mevsimde ve hayır papyonsuz allah belanızı versin 

ağda zamanı

Resim
bir kaşıntı alnının en kırışık yüreğinde kazıyarak sileceğini sandığın bir kaşıntı kırmızı kırmızı ve tırnakların derinle doluncaya kadar mor aklına pek gelmedi unuttun yine ağda yandı pudralı ve seni üzen bir acı evin duvarlarına sür annen içeri girsin bak anında yakalan alnından alnından     vurulmuşcasına arkana düşüver bu kaşıntı bacaklarının en büyük yerinde ve aynştaynın dediği gibi en sevmediğin yeri dizkapağının tam ortasında belki bir kaç adem türevi yaratığın ısırığı pankreasından yenmiş gibi      yenilmiş gibi elime düşüver bu bir ağda zamanı ve yanıyor pembe pembe ellerinde çek hayatında istemediğin ne varsa bir hamlede parmak ucundan boğazına kadar tek hamlede çek sanki iki hafta sonra yüzsüzce çıkıp geri gelmeyeceklermiş gibi