Kayıtlar

Aralık, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

kaktüs

tutuyorum kendimi  kareler görüyorum radyasyon manzaralı bir evde balkondan düşüyoruz balkon otuz yıllık bizim bir suçumuz yok, görüyorsun bazen kimsenin suçu yok akşam manzaralı bir evde ilk defa yanyana uyuyoruz ödüm kopuyor çiçekler kopacak diye kaktüs döşüyorsun hayalinde odaya. benim aitsizliğim bitsin diye. bitmiyor kim bana kimlik çıkartmayan kim kaçak yaşamış altı sene güvensiz kaçınan. bir pembe kimlik, bazen yirmi sene yaşıyor bazen ondan önce ben ölüyorum kaktüsler sarıyor odayı odadan çıkıyorum korkuyorum kanserden ölmek istemiyorum bir ironi. oysa o balkonun huzurunun kokusunu biliyorum. o balkona sığmayıp taşmayı biliyorum düşmeyi biliyorum akşamın balkonu bize tek kanepe yetiyordu sonra ne yetmedi, bilemiyorum benim akşama inancım var güneş batınca varıyorum benim akşama, benim o üç kere yıkanan kanepeye, sadece balkonuna kandığım odaya suriyeli mahalleye bir arka sokağa. inancım var. manzarasız akşamlı evlerin içinde yaşadık sonra

çiçek

Resim
balkondan kulağa gelen o uzun müzik. Sokaklar, yalnızlığınızın ıslığı olur. Bir avuç mahallelerde bir şarkı boyu gider gelirsiniz. Sonsuzluğun elifi başlamıştır.Sizi insan içinden çekip alan aşk, götürüp insan içine katmaktadır yine.Okuduğunuz her şiir her hikaye içinizdeki nar ocağına düşer. Bütün kitaplar sizi söylemektedir.Yeni bir büyümedir bu, acının bile yaşama gücüne, dünya bağışına dönüştüğü. güzel bi günün sabahından, akşamına dek kendimi görebildiğim varabildiğim kendime, alıntılardan bir masa dikeceğim şimdi. üstüne yırtılmış fotoğraflar kaybolan diş fırçaları ve her zaman dökülen tütünlerden koyacağım. Ismarlama aşklara tahammülüm yok artık Ya beni adam gibi sev ya da çek git yolumdan. Bir gülüş bir salınışsa tek verebildiğin, istemez. Tutku isterim ve delice sevmek! Bi coştu mu dur durak bilmez bu yürek. Yüreğini isterim, yürek ister benle sevişmek Ya adam gibi ya da çek git!* Ayrılık, birleşmek kadar yaşanılır. Kaç ayrılık yaşadın, annenden ayrıldığınd