onlar bu kalbin ağırlığını bilmiyordu
onlar bu kalbin ağırlığını bilmiyordu yürüyorum, sırtımda kendim ve ağırlığımdan eksi taşıdıklarım bazen durup ayakucumu görmeye çalışırım açlığım peşimi bırakmaz,imkansızdır burda normal olmak topluma uydurduğum kurallar hakaretmiş kendi kuranımı yazdım diye astılar beni bu ilk değildi, ölüp evren değiştiririm dedim öldüm birkaç kez, her seferinde olur dedim ayak ucum benden ben kadar uzakta ağırlığım dünyanın yükü diyorum artık askılıklarda bana bir şans vermez evirip çeviriyorum mantıklı bi açıklama bu yaşama, bana en mantıklı gelen içinden çıkışım bir kadının sonra sonra emeklemem, yürümem, gerisi hep burada kalmış düşmüşüm yürürken kalkamamışım dizim bugün kanamış bir ışık bekledim minik orada inanmam vardı pek inanmadım evirdim çevirdim bakarken güzel bir ışık dedim, biliyorum kaynağı güneştir en azından aydınlatır beni elleriyle öğrenemedim kendi ışığımı sevmeyi parlak mavileri değiştirip cami sarısı taktım mümkünse gittiğim her