Kayıtlar

Ağustos, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

01:01

tutku, görünürde bir kadın ismi seni yalnızlığa mahkum eder seni kendine seni bencilliğe mahkum eder quand c'est tutku, seni sana mahkum eder yeni heyecan ve senin gençliğin bir gün elinden kayıp gider. belki yeniden aşık oldun sahi, daha önce aşık olmuş muydun, önemli sorular önemli sorunlar şimdi dertlerimiz kredi kartı değil faturalar değil burada hep erkeklerden mi bahsettik yok. burada hep birilerine giydirdik. elleri çıplak kadınlar şerefsiz erkekler yanan ateşi elleriyle tutup söndürenler. şimdi tam sırası kendini atmanın balkondan şimdi tam sırası kendini açıkta tutmanın tut bayatla biraz da sen bayatla, bakkal açık git yeni bir ekmek al kahvaltıda bayat ekmek sevmezsin bu şiirden kendine bir anlam çıkarırsın ikiyüz lira değil, kadın değil biraz kendine tut kendini biraz kendinden ayrıl birinden ayrılırken bağlandığın sigara belki esrar, his his çok konuştuk çok dinledik hep değişti

onsekiz ağustos

bak benden arta kalan biraz kül biraz duman ne kadar istesem de ben  seni arayamam dinliyoruz duyduğumuzu iddia ederek ilişkiler ikili sanırdık üç dört görünce kafamız karışır elimizdekileri fırlatırdık yağmurum ol üstüme  ben böyle yaşayamam duyuyoruz anladığımızı iddia ederek aslında yok, keşke sünni bir türk olsaydım keşke babam beni döverken etek boyum kısa diye dövseydi keşke anneme vururken saçı açık diye vursaydı ablam beni dışlarken üvey diye dışlasaydı kuran kurslarına gitseydim her bayram hayvan öldürüp mutlu olsaydık ama olmadı senin etiğin içinde biraz et biraz da bezelye, insanlar güllaç derdinde olmazsa olmuyor. duyulmuyorsun duyan sesini kısıyor şimdi sesini özlemiş kendi içine hoparlör takıyor. biraz geç kalmış. halimi görüyorsun bir şeyler yap o zaman yok yapmıyor ısrarla yapmıyor ben ve ellerim burdayız biraz uzakta işine yaramaz. olan o değil. oradayken de burada. biri saçlarını keserken diğeri boyama