cebimde kelebek var
dünyanın deklanşörüne basıyorum
bana kimse para vermiyor
belki de bilerek kimsenin sırtına binmeden
yük olacağım bi sanatı icra ediyorum: kendim olmak
bu yüzden sevilir sayılırım.
doktora anlatıyorum, bi sıkıntı yok ama bazen parça parça bölünmek isterim
elim fazla gelir bileğime
kemiklerim karışıktır işin içinden çıkamam
boynum halka halka bu yaşımda, çıksın kafamdan isterim
ayaklarım gereksiz, koparasım gelir bacak sonlarından
bi sıkıntı yok ama kısım kısım gömülmek isterim
aynı yerde olmam kafama silah dayanması yaşamaya
bi rüzgarın şehri devişirini izlediniz mi?
helikopter seslerinin binaları yıkışını beklediniz mi?
bir sıkıntı yok ama rüzgarlar şehri deviriyor
ağaç binayı, bina beni yıkıyor
temizleniyorum biraz, arınıyorum enkazımdan
yok gerçekten iyiyim, beni buraya zorla getiren babam
malatya pekmezi değil erzurum peyniri yedim diye üzgün
masada paşabahçe vitrini gibi yaşayan bir sabah
ben etiketlerin en pahalı olanıydım
bana iyi bakılmalı, tüm kağıtlarıma rağmen.
mutluluğu tanımlandıramadığından mı bu elin yersizliği
yoksa en tanıdığı duyguya vuruşundan mı her seferinde bu bilmişlik
bana kimse para vermiyor
belki de bilerek kimsenin sırtına binmeden
yük olacağım bi sanatı icra ediyorum: kendim olmak
bu yüzden sevilir sayılırım.
doktora anlatıyorum, bi sıkıntı yok ama bazen parça parça bölünmek isterim
elim fazla gelir bileğime
kemiklerim karışıktır işin içinden çıkamam
boynum halka halka bu yaşımda, çıksın kafamdan isterim
ayaklarım gereksiz, koparasım gelir bacak sonlarından
bi sıkıntı yok ama kısım kısım gömülmek isterim
aynı yerde olmam kafama silah dayanması yaşamaya
bi rüzgarın şehri devişirini izlediniz mi?
helikopter seslerinin binaları yıkışını beklediniz mi?
bir sıkıntı yok ama rüzgarlar şehri deviriyor
ağaç binayı, bina beni yıkıyor
temizleniyorum biraz, arınıyorum enkazımdan
yok gerçekten iyiyim, beni buraya zorla getiren babam
malatya pekmezi değil erzurum peyniri yedim diye üzgün
masada paşabahçe vitrini gibi yaşayan bir sabah
ben etiketlerin en pahalı olanıydım
bana iyi bakılmalı, tüm kağıtlarıma rağmen.
mutluluğu tanımlandıramadığından mı bu elin yersizliği
yoksa en tanıdığı duyguya vuruşundan mı her seferinde bu bilmişlik
var olan bütün varlıklar içerisinde yeşersem de, çürüsem de, tüm eylemlerimde orada olmayan herhangi biri gibiyim.
"Zamanın birinde kendimi bi mozaiğin parçası gibi hissedersem, bu ancak bir hapishane olabilir. İçimde odamda pencere kenarında, kendi beyaz tavşan adalet parkıma sesleniyorum. En sevdiğim şarkıyı söylüyorum, kendime. "
fevkaladenin fevkinde, çok güzel yazmışsın yine. eline sağlık adsız...
YanıtlaSil