yarım yıllık
hayat ikilemlerimin arasında
gecekondu muyum
villa mı
akçaağaç şurubu mu
vişne reçeli mi
yorucu ve yorgun
ya siyah ya beyaz
renkleri öğrendiğim bir yaz
en uzaklaştığım kendim
bir memur gibi ihtiyaçlarım
saat beşe gelince çıkmak
beşten uyuyana kadar sevilmek
yansımamızı izlemek
pırasanın da bana yaklaştığı gibi
ıspanağa, patlıcana,
içimi havalandırdım
altıncı ayı kanımın temizliğinin
ivmesi değişen bir hızda damarlarım
oraya şeker tıkıyorum
oraya çokça keder tıkıyorum
biraz nefessiz,
üstüne sigara
daha çok öksürük
boğazımda bir yatak
yetmiyor
,
iyi uyku için bir bira.
içime afrikadaki çocukların ellerini tıkıyorum
onlar acıya tampon topluyor
kendilerine seratoninleri yok
vişne reçeli
süslü kavanozlarda
pahalıya satılmak üzereyim
üstümde ingilizce etiket
sağlıksız ve ev yapımı
içinde başka canlının kanı bulunmaz
sen yedikçe için kanamaz
reçel ye.
Yorumlar
Yorum Gönder