darmadağın

Bir şeyler demesi gerekirmiş gibi.

kucağında olan tek şey bilgisayar.

    Ellerini ovuşturdu, bir siparişi varmış gibi konuştu.

gözlerinde biraz masumiyet
aslında kibir

ben zararlı mıyım dedi

bu masumiyetten zarar gelmez

ısırdı ayağından





bölük pörçük
yabancı
kalemsiz


santura tekme atılan şarkılar
kızılcık ağdasına yapışan ruhlar
ve hep çoğul ekiyle arttırmaya çalıştığım insanlık

ne de azdı aslında

bensiz

                                      yol ayrımına geldiğinde elinde eski iç çamaşıları vardı. neye yaradı

küfürleri
en güzel yere konan küfürleri
bir kadın bedenine hitap ederken

onsuz
neye yarardı


sol omzu göçük
izleri geçmiş
mutlu

hiçsiz mutlu

saat ondöt kırkaltı
bekleyecek neyi vardı
kimin içindi bu hiçliği
kime ne saklıyordu ondört kırkaltıda


bana en güzel şarkılarını vermişti
geriye verecek neyi kalmıştı

eski iç çamaşırlarından başka


                                    sebepsiz







rivayetleri duy.
yerde yaşıyorum
odamın iki gram boşluğuna sokuşturdum kendimi
zürafamla nasıl sığardık dört metrekare yere
ağladı
adımı tellafuz etti ilk kez
parçalandım
nasıl güzeldi ağzı
nasıl farkedememiştim daha önce
Osho beni doğruladı
    egomdu duyan bu güzelliği.

sesi duy
ma
sanda olur

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

buruşmuş,

su meselesi 2025

aber auf Deutsch