yarısı kadar sansürlü şiir

turuncu ışıkların altında, bedava müziklerden dinliyorum
gözüm beynimle beraber kayıyor
daha önceden de kaymıştı
benzer şeyler hatıramda


bu ekmek küflenmiş
ben yemeye devam ediyorum
yok diyorum, yemek böyle bir şey
ben buna para verdim, yürüdüm,
gittim aldım ve geldim
yenmek için var bu
yeşil ve beyaz pamukçuklu kısımdan bir parça alıyorum
ağzımda iğrenç, kibirli, hırslı bir tat.

senin kabuğunu atsam, yine sen, sen olarak kalacak mısın
yoksa dökülecek misin patlıcan gibi

kim karar verdi satılman gerektiğine



iddia ediyorum, çünkü gördüm hayatlarınızı, ilahi bakış açısı benim.


bildiğim tek şey acımdır anlayamadığınız
anlamak için yaşamak gerek
aradan yıllar geçse de dostluk ancak ted ve barney arasında bir biradır
sınırda insanlara yaftalanan çizgilerdir
halbuki iki çizgi var
ötekinin, ve diğer ötekinin.

en büyük acı benim acımdır.
ben sur'da büyüdüm.
ben almanya'da bir türk oldum
konya'da bir ateist,
portekiz'de bir zenci oldum.
sen ancak, başına geldiğinde dünyayı sorguladığın bir distopyada,
sana uğrayanlara küfredeceksin. sana uğramayanların allah bin belasını versin.

benim ellerim yalnızlık, yaşım yirmi üç
çevrem küf kokan, ve hayatını atlar gibi yaşayan insanlarla
yahut kendine faydası olmayıp, başka yerleşim yerlerine zarar verenlerle
dolu.

ve ben bu valizi hep taşıyorum
o evden o eve, yanımda götürüyorum.
zar zor yurt odalarında soyunabilmişken öğreniyorum ki tam da bu sırada biri kamera taktırmış hayatımın orta yerine.
bir darbeyle kırarım belki.
ama yapamıyorum, insan ait olduğu eve çekiçle vuramaz,
vazgeçiyorum, çekicin hedefi değişiyor.


yıllar yıllar sonra
ardıma ne zaman baksam
sorguluyorum

çok düşünüyorsun, bütün sorun bu.

hayır, sen hiç düşünmüyorsun, ta ki başına gelene kadar.


senden bir parça kesip atsam tam da bu küflü yerinden,
yine şeklini koruyacak mısın? yoksa dökülecek misin, tam da yırtık yerinden bu valizin.

kim karar verdi varoluşuna
kim karar verdi bu rafta durman gerektiğine

tek başıma yaşarım yaşamasına, yaşadım da
------ yok benim. bundan arkadaşlığa hiç inanmadım.

birbirini kıskanan kadınlar,  gözleri dönen, sana başka gözle bakan kadınlar, kadınlar,
erkekler,
eninde sonunda yan bakan erkekler,



herkes bir yanımdan koparıyor. parça parça.
ellerim çalışıyorsa ilk onu yırtıyorlar. kendi ellerine el olsun, daha çok olsun istiyorlar.
gözleri dönmüş insanların içinde at olmadan yaşamaya çalışıyorum.
biraz da bilge kalarak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bir çiçek kanıyor

rastlantı ve kaos 2006

yeni çaycımız harika usta