hadi,

hadi tam ara vermişken
-ki ara vermek sadece kapıdaki kurabiyeleri yemek içindir-
biraz yazışalım.
her gün aldığımız ilaç dozunu
hatırlayalım

hadi tam otobüse binmişken, vedalaştıktan sonra
el sallamışken,
terkedelim.
hem ne farkı var veda ve terk'in?

birinde kavga dövüş ağlama,
ötekinde salt ağlama.

ama sen de hiç
hüzün.

annem seni sevdi
yani bir farkın yok
çünkü annem ben kimi sevsem sever
bizim kalplerimiz birdir.
tüm dünya bana öldün dese,
annem yaşatır beni

beni bir gün annem yaşattı
ben ölmüştüm
biliyor musun?

esmer bir oğlan var
yer yer o da ölüyor
ama annesi çoktan ölmüş,
yaşatanı yok.
ona bazen üzülüyorum,
ama çoğu bazen nefret ediyorum
neyse bunu sonra konuşuruz

hadi, beni biraz özle
düşün
ellerini kim öpüyordu
serçe parmağı nerelere varıyordu
sonra en son,
tiksinmeden ağzına gidiyordu.

hadi, bir düşün
iki'sini unutma
değişme de
yani sevmek, değişmeyi gerektirir
feyza sus artık

çokeşliliğin birleşik ama biyolojik
oysa ben toplumsal yaşıyormuşum

hadi,

beni pişman etme,
arada başkalarına da bak
çünkü sana yetemem ben
öyle çok acıkmışsın ki sevgiye,
inan sevgilim, yetemem sana ben
yoksa gavatlığımdan değil
seviyorum seni
ekmeğim tuzum yok
kendimi sana banıyorum
yine de yetemem sana ben

bir hırkam vardı
ve diz kapaklarını öpen bir kadın.
kadın üşümüş
hırkamı ısrarla istemiştin
üşüdüm dedin.
sonra o en sevdiğim hırkayı,
annemin aldığını
çiçek desenli olanı,
diz kapaklarını öpen kadında gördüm.
limon çiçeğinde bırakıp seni, çok uzun yürüyemeden,
beşinci sigarama vurdum,
seni, şiir yazmak için terketmek isterdim
ama ben cemal süreya değilim

hadi
annem seni seviyor

geçen başkasına bakayım dedim
iki hafta sonra farkettim ki babamla aynı yaştaymış
bu bir mübalağa değildir.
babam güzel kahve yapamazdı
amcalar bile sanal seks derdinde
ben sana, sadece sana,
bakmak istediğimi söylüyorum.
amcalar birbirlerine çıplak fotoğraf yolluyor
amcalar osmanlı seviyor

ben en çok seni  seviyorum.