yatak
nasıl bir insansa hayat, her gün kendine malzeme bulur dönerdi. en sevdiği parçaları gitmek istemediği yerlere giderken dinler heba ederdi. sonra yıllar geçtiğinde, o parçayı tekrar dinlediğinde içine huzur değil hüzün çökerdi. ben de öyle yapıyorum sevgili okur sevgili aslında okumayan. sevgili, hiç aramayan arka fonda sen çalıyorsun ben dinliyorum her gün kendime, devam eden hayat gibi üzülecek bir şey buluyorum bilen bilir mi, bilmiyorum sahilde nasıl taşa uzanıp gökyüzünü izlediğimde yaşam dolduğumu dolduğumuzu. yaşayan bütün insanların, gökyüzü bazen ciğerime doluyor dediği anlarda, içine çektiği havanın öksürmesin...