Kayıtlar

 son yıl beş kez açıp kapadım valizi, üşenmedim sığmak için sıkıştırdım fark ediyorum ki sığmak için hep sıkıştırmışım alan kaplamaktan korktum hep unufak ettim kendimi her gitmeye yakın, her yere saçılırım paketlemek gerek bedenimi, duvara dökülenler, yere saçılanlar ordan burdan çıkanlar. her gidiş beni heyecanlandırır. varışım nereye? şükür ediyorum,  Herman hesse ile aynı dağa bakıyor ve bu ağaçların yazdırdığı şiirleri okuyoruz yetmiyor resmediyoruz bir ressamsevinci ve şairhüznüyle aşkyorgunu değil yaşamasıyla yeni bir kimlikte kendimi buluyorum ve ne çok almanmışım her yere erken giden, biri kuralı bozunca homurdanan, keyfine ve delirmeye saat biçen. ne çok almanmışım,  fransaya ve italyaya yakın,  şarabı sevip birayı bırakmayan zamanında kürt oldum boşluğum bir türktü şimdi auslander,  boyalarım ben

su meselesi 2025

kaynayan bir tencere altını kısmak anlamsız kimse bu kadar makarna yemeyecek! doyur da doyur önlemler  görünürde riskli ve cesaretli atlayacağın yere gizli branda çeker bu kadar suyun anlamı yok ve su, akan bazen kaçak bazen gürül gürül bazen patlayan akan durmaz hiç o. tüm kavgam seninle bu yüzden mi? su bana benzeyen? söndüren tüm ateşleri kızdıran tüm ateşleri! sakinleştiren bastırınca korkutan boğan kaldıran batıran durmaz hiç o. seninle ben su ve su tuttukça tutan, kuraklaşan tutan. içmek ve işemek bırakmayı bilir su ondan öğrenirim. kapalı bir toprağın içinde sessizce akar içim gider,  oradan akar durmaz o. akar. kaynayan tenceremin altına elimi koyuyorum yanmıyor üşümüştüm ısınıyorum. ellerimle suyu izliyorum ben de oracıkta akıyorum. durmaz hiç o. 30.07.2025

aber auf Deutsch

 veda etmeden kaçarcasına bıkmış bir ayrılığın ensesinde her değişikliği kurtuluş görüyor belirsizlik onun yoldaşı,  tutamadığı duygularına yetecek bir kap yok kaynamış suyun kapağı kapalı pişirecek maddenin tüm hallerinden geçti artık. değiştirince bir fügün ortasında kurtuluşu aradı tekrar geçince gölün kenarından o üstünden geçilen baz istasyonundan balkondan ve karlı sokaklardan , belirsizlik ve değişim kol kola onun arkadaşı. kimse gibi korkmuyor öyle gerine gerine çarpa çarpa arabalara, eski dostlara, başkalarının korktuklarına. kendi hariç. bırakıp o sevmediği buz gibi odada tüm hayatını iki saate sığdırdı içinden geldiği Y kromozomuna yeşil sandalye sığmadı. parçaladı. sığdırdı bir eşeğin üstünde sallana sallana döndü köyüne. özlediğinde bulduğu bir başkası. yeni bir fügün içinde eskisi hata vermiş bir sistem tekrar gidecek. hiç olmadığı kalabalık aslan ve akrep burcunun buluştuğu yer o ışıkların içinde, kolunda kocası. korkmadan bir fügün ziyareti şimdi yeni bir füg a...

birlikte

 içe işleyen hüzün. o hüznün tadını almak. acının tonlarını fark etmek ve büyülenmek renklerinden işim olmuş, ödeme yapmışlar duyularıma anlayışım ve büyülü dünyalarda görüşüm halterleri artık pay biçilmiş, karnımı doyurmuş sadece başkasını değil kendimi de görür olmuşum elimde aynam omzuma dokunum sakinleştirişim. anlıyorum. artık ve ben yalnız yok, sevinç tevs tatlı bir keyfin ortası ve ben yalnız yürüyorum, soyadım değişiyor aynı şarkıyı açıyorum ben de değişiyorum, göç ediyorum, dissosiyatif bir fügün tam ortasındayım her şey ama her şey her şey        ve her şey var olan her şey birlikte. bilge arslan furtun için bir deneme 15 ocak 2025

13.11.24 ilk şiiri

 öfke kırmızı ve çılgın fuşya ve magenta arasında gidip gelen bir ring yolcusu, gelenleri beklemiyor                çarpıyor ve geri kaçıyor                 gibi, biri birinden kaçıyor gibi bir gidişi patlayan sıkınca içinden çıkan durmayan patlayan süblimleşmeye doğru bela okuduğun son kadehin banyoya koşuşu ani bir deprem, asfaltın üzerindeki su için bekleyen değil sallanan öfke, nefes tutuş bırakmayı unutuş

gidilen,

 bence bu çevremi saran kaskatı ve suyla hafifleyen azalan ve yutkamadığım, nefes alırken yanaklarımdan çektiğim burnumu yokluğun yalnızlığıdır, diyebilirim diyebilirim ki her masada kendini birden koyan  boşlar gidince gelen ve asıl tahta kurulan yalnızlığıdır varlığımın. anlaşılmamak, sevilmemek falandır değil düpedüz bilinen ve en alışıldık gidilen aşağılık histir benimki, olmayışımdır zıplarım anlatırım burdayım! bak! burdayım! ve görülmez. dağlar delinir, bir bölümü geçer bedenimden görülmez bacağım kopar görülmez. görülmez. en alışlık gidilen his.

bird nest

ormanda ayaklarıyla yürüyen kuşlar bir insan artığı ile tanışır gökyüzünden fırlatılmış bir tel birikintisi kanatlarıyla uçururlar metali bir ağaç kovuğunda  yeni masaları arkadaşları organik yem merdiven metal tüyler anlaşılmaz bakışlar eşliğinde bir ötüş telleri koparırlar bir kafesi bilardo masasına çevirirler, merdiven kafesin şifresi kanatları bedenlerinde uçan bir yaratık insanlardan bahşedilen suni bir çıkarıcı!                        tanışmamışlar hiç yırttılar gagalarıyla kanatlarından uçuşan tüyler, kokular neşe ve sesler hışırtı artık asma yerinden dala kondurulmuş bir masadır kafes kuşlar hayret içerisinde                        hiç tanışmamışlar! organik yemlerin üzüntüsünde  saklarlar misafirlere "biri gelirse çıkarırız" renkli her şey güzel midir? parıldayan? cam gibi peki? kuşlar kristal içmez. sadece üzüm.           ...