dissosiyasyon
yetişkinlik ve yetişememişlik
yüzümde vişne çürüğü bir boya
gözlerim simsiyah
kedileri ben öldürmedim
seversiniz gördüğünüzden konuşmayı,
ne elmayım ne armut
içim dışıma vurmaz, bak şimdi vuruyorum
bu içimdir.
yetişemiyorum
koşsam, koşsam
belki bir müddet yanındayım
ve bunun harici bütün zamanlar,
yetişemiyorum
yani hayat sanki kaçırdığım bir film
ben reklamlar vardır diyorum, yok
ne elim kafama yetişiyor artık
ne içim kendime.
uykum geliyor kendime
uzun zamandır vurmak istiyorum
farkediyorum buna bile zamanım yok
tatmin edemiyorum kendimi, kendim harici
esniyorum
omurgamdan belime, kuyruk sokumundan bileğime
kemiklerim esniyor
benliğim yerinde.
bacaklarım büklüm, büklüm
saçlarım kadar değil
bu müzik bana hep hatırlatıyor
soğuk balkon
dissosiyasyon
gidip gelmişim ve uğramışım ıslak bahçelere
kendine inanmayan bir kadın değil
dünyada sadece varolma eylemi içinde bir insan
anlıyorum
ben seçmiyorum her şeyi
yalnızlık da kabul ediyor
etmiyor,
bir fiilin seçimine maruz kalıyorum
ne sadece ben doğdum
ne ben tek öleceğim
mermerlerde kan çıkıyor
paramparça etler
vuruyorum vurdukça his geliyor
bu yetişmişlik ölüme,
sanki bir ona yetişmek kolaymış gibi
tercih.
oysa ölüm de tercih ediyor,
o balkondan atlamadım
bu içkiyi keyfimden içtim
şimdi bu mermere kafamı vurmadım
hava eksi 1 derece
vişne çürüğünün özü kırmızıymış
benim isteğim kırmızıydı
kırmızı beni seçmedi
belki param yetmedi
stres ve başa çıkma ve tek iyi başa çıkma yöntemi ve
sınırın ucunda
ayağım otuz sekiz numara, geçiyorum
yirmi santim geride bırakıyorum arabayı
direksiyon hakimiyetim yok
kraliçeyi hep oyuna salarım
suyun kaldırması gariptir
bacaklarım bükülür
bu hareket karnıma vurur
ayak bileklerim çalışır
vücudum su toplar
bende gider satarım
su yokmuş memlekette
hava eksi bir derece
ben yetişemiyorum
bunun adı büyümek
bunun adı param kalmadı
yüzümde vişne çürüğü bir boya
gözlerim simsiyah
kedileri ben öldürmedim
seversiniz gördüğünüzden konuşmayı,
ne elmayım ne armut
içim dışıma vurmaz, bak şimdi vuruyorum
bu içimdir.
yetişemiyorum
koşsam, koşsam
belki bir müddet yanındayım
ve bunun harici bütün zamanlar,
yetişemiyorum
yani hayat sanki kaçırdığım bir film
ben reklamlar vardır diyorum, yok
ne elim kafama yetişiyor artık
ne içim kendime.
uykum geliyor kendime
uzun zamandır vurmak istiyorum
farkediyorum buna bile zamanım yok
tatmin edemiyorum kendimi, kendim harici
esniyorum
omurgamdan belime, kuyruk sokumundan bileğime
kemiklerim esniyor
benliğim yerinde.
bacaklarım büklüm, büklüm
saçlarım kadar değil
bu müzik bana hep hatırlatıyor
soğuk balkon
dissosiyasyon
gidip gelmişim ve uğramışım ıslak bahçelere
kendine inanmayan bir kadın değil
dünyada sadece varolma eylemi içinde bir insan
anlıyorum
ben seçmiyorum her şeyi
yalnızlık da kabul ediyor
etmiyor,
bir fiilin seçimine maruz kalıyorum
ne sadece ben doğdum
ne ben tek öleceğim
mermerlerde kan çıkıyor
paramparça etler
vuruyorum vurdukça his geliyor
bu yetişmişlik ölüme,
sanki bir ona yetişmek kolaymış gibi
tercih.
oysa ölüm de tercih ediyor,
o balkondan atlamadım
bu içkiyi keyfimden içtim
şimdi bu mermere kafamı vurmadım
hava eksi 1 derece
vişne çürüğünün özü kırmızıymış
benim isteğim kırmızıydı
kırmızı beni seçmedi
belki param yetmedi
stres ve başa çıkma ve tek iyi başa çıkma yöntemi ve
sınırın ucunda
ayağım otuz sekiz numara, geçiyorum
yirmi santim geride bırakıyorum arabayı
direksiyon hakimiyetim yok
kraliçeyi hep oyuna salarım
suyun kaldırması gariptir
bacaklarım bükülür
bu hareket karnıma vurur
ayak bileklerim çalışır
vücudum su toplar
bende gider satarım
su yokmuş memlekette
hava eksi bir derece
ben yetişemiyorum
bunun adı büyümek
bunun adı param kalmadı
29 aralık 2019
Yorumlar
Yorum Gönder