romantik balık


şarkıyı başa sar
biraz dikleş,
uzun zamandır derdin hep
evet
yine
uzun zamandır,

düzensiz işlemiş ince ince
kedi camda, birini gözlüyor
yan odada biri
zamanı gözlüyor
sen,
şiirin bitişini.
                        -sun


ne olacak bütün bunlar?
bütün bunlar ne olacak?

biri bittiğinde diğeri başlayacak.
kendine o ket vurduğun an var ya hani
işte o zaman kopmuştu bir kolun
farketmedin
,
ısrarla
durdurdun

kimdi o ısrarla konuşan
seni susturan neydi

bir savaş mı sevişmeyi getirir
sevişmek için önce tokat mı yemek gerekir
insan
salt sevemez mi

 ne olacak?

mızrak girdiğinde göğsüne
kan akar
evet filmler böyle işliyor
kan hangisinde daha canlı kırmızıysa o kazanıyor
yaralanan kim
umrumuzda değil

ısrarla esas kız oğlanla öpüşsün diye altmış bölüm izlediğin dizi
finalini veriyor

küçükken zar zor aldığın bulutsuzluk özlemi kasetleri bugün çöpte.
ama şimdi yine
yine
ısrarla istiyorsun
işte insanım falan

seni şimdi konuşturan ne

kedi bekliyor
beyaz tüyleri hansel ve granülün şekerleriymiş
sürtünüyor
camın beyaz perdesiz her yerinden görünüyor çıplaklığın
oradan çeksen burası açık kalır
sen çekme
sen soyunmasan da bakıyorlar
bırak

şimdi seni beş gün o kıyafete mahkum eden ne?

yalnız sütyen denetmiyoruz yazın
-neden?
terlemişsiniz.


bin kilometre geliyorum dudak kıvrımlarını görmek için
gülmenin on bin rengini biliyorum ağzında
ben o,
onbin rengi, hislerinden öpüyorum
bazen içindeki hafif üzüntüyle
bazen dalga geçişi
bazen siniriyle,

yani yedi renk yok bu dünyada
sen ne kadar gülüyorsan benim o kadar misketim var

içsene limonatanı.

üzmek, sevindirmek, mutlu etmek,
değmek bir insana
çantanın dibindeki bozukluklara tam lazım olduğunda ulaşmak.
dokuz liraya aldığın çakma gözlüğünü kırmak hınçla
,
kolay

yanıma otursana bi,

neden?

sanırım sevmiyorum artık seni
ondan herhalde
bilmem bence sevmiyorum yani


bütün küfürleri etse dünyan
seni kapıya koysa
en sevdiğin kolyeni parçalasa
ayırsa seni kendinden
bi dokunuş, bir kaç gün, bir kaç sene
geçer
her şey geçer

en başlarda öyle oluyor
ilk hafta zor ya

sevgi, insanın saçını okşar
yokluğu nasıl öldürür böyle
yokluğu nasıl göğsünden vurur insanı
yerle bir olursun
sen, yer olursun

bilmiyordum ben de o zaman farkettim
ne zaman bir turşuyu kessem ucundan üzülüyordum böyle turşular heba oluyor falan
ama koskoca tarih öncesi balıklarım
nasıl oluyor gözlerimin içine baka baka saplar dişlerini etime
yani sonra ben turşuyu da kesemem yerim onu öyle sonra babam kızar
kızım kes şunları
domatesler var bi de etleri var
zararlı onlar kesip yerim ben hep
ama şimdi o balıklar
belki de fanusa koydum dedim, bilmem dedim
bir sürü şey dedim hadi kalkıp gideyim tam şimdi şu an
suyu içerseniz biter değil mi
çoğalsın diye içine tükürecek halimiz yok
halimiz zaten yok
babam kızar
baba benim halim yok

geri geliyor balıklarım
ellerime birer birer sevdiriyor kafasını
sonra tanrılarını

ne olacak
kısır yaptık


sonra günler boyu düşündüm
gülüşünün renklerini sakladım
sen benim olmasan da, biliyorum
insanın ruhu bir kişiye sarılır
en yakın arkadaşımı ağzından öpüyorum
uykum geldi
sevgilim
sen dünyamdaki en güzel nefessin

benim içime çekebildiğim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bir çiçek kanıyor

rastlantı ve kaos 2006

yeni çaycımız harika usta